• slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
Duyurular

Merhaba,

Duyuruları Whatsapp üzerinden yapmaya başladık, duyuru almak isteyenler numaralarını bildirebilir. Akıllı telefonu olmayanlara duyuru malesef gelmeyecek.


Ankara Hava Durumu
Anket
Döviz Bilgieri
Merkez Bankası Döviz Kuru
  ALIŞ   SATIŞ
USD 32,4747   32,5332
EURO 34,8231   34,8859
       
Özlü Sözler
Derya büyüktür ama herkes kabı kadar alır
Son Ziyaretçi Yorumları
Zeki Bayırcı
1987-1990 yılları arasında Külah köyünde öğretmenlik yaptım. Dronla yapılan çekimi izledim. Çok değişmiş. O dönemden tanıdıkları da vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Kalanlara sağlık sıhhat afiyetler diliyorum. Özellikle bana her konuda yardımcı olan İzzet Kulaksız amcaya Rabbim gani gani rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşaAllah.

Galip OŞKUN
Yapılan bağışlar dolayısıyla köylülerimize teşekkür ederim. Bunun bir gelenek haline gelmesini ve köyümüzün kalkınmasına yardımcı olmasını yürekten dilerim. Emeği geçen herkese saygı ve sevgilerimi iletirim. Galip COŞKUN

Galip COŞKUN
Aile büyüğümüz Elmas (COŞKUN) ÇELİK'in vefatı dolayısıyla heran yanımızda olan, cenazeye katılan, telefonla arayarak acımızı paylaşan bütün dost ve yakınlarımıza ailemiz adına teşekkür ederim. Galip COŞKUN


Tüm ziyaretçi yorumları için tıklayınız.
Sponsorlarımız
Yüzlerce Kıymet Çağın Şiiri

Kıymet Çağın Şiirleri

BİR NEFES ALACAK GÜCÜM KALMADI

Nedir bu dünyanın kederi gamı

Boynumu büktü zindan etti her yeri

Kendi ellerimle sardım yaramı

Bir nefes alacak gücüm kalmadı

Bozuldu düzenim dağıldı bendim

Artık düzen tutmaz bedenim fendim

Bu hayattan bende bıktım usandım

Bir nefes alacak gücüm kalmadı

Gönül aşka düşer yanar kavrulur

Rüzgar olur semalarda savrulur

Ayrı kalır yavrusundan ayrılır

Bir nefes alacak gücüm kalmadı

Yeter Kıymetim bırak kederi gamı

Gönül hasret çeker yavru hederi

Hakkın emri bilmez misin kaderi

Bir nefes alacak gücüm kalmadı..

Kıymet ÇAĞIN

Gön : Murat ÇAĞIN

 

FELEĞE İSYAN

Yedi yol üstüne bir fidan diktim

Felek sille vurdu boynumu büktüm

Çürüdü bedenim artık ben çöktüm

Bıraksan yakamı ne olur felek,

Yine sana kahırlandım yazarım

Sanki sitem denizinde yüzerim

Düşünür derdimi kendim çözerim

Gülmeme razı olmadın felek,

Deniz dalgasını kenara vurur

Dertlerim gizlidir içimde durur

Düşünürüm yine gönlüm yorulur

Bıraksan yakamı ne olur felek

Yazar oldum yazar oldum

Ben kendimden bezer oldum

Hep ağladım nerde güldüm

Gülmeme razı olmadın felek,

Bu dünyada benim ile yarıştın

Kıskandın da her işime karıştın

Sen beni üzmeye kötü alıştın

Bıkarsan yakamı ne olur felek..

Kıymet ÇAĞIN

Gön: Murat ÇAĞIN

 

 

SILANA DÖN BENİM KUŞUM SILANA

Gitme gitme yavrum gönlüm üzülür

Lokmalarım boğazıma dizilir

Gurbetin kuşu yavrumu almış süzülür

Sılana dön benim kuşum sılana,

Gurbetin kuşları havalı uçar

Konar soğuk suya tüyünü saçar

Adam sılasından böylemi geçer

Sılana dön benim kuşum sılana

Kıymet kuşlarını uçurmuş elden

Hakkın kelamını bırakmaz dilden

Yavrumun lezzeti tatlıdır baldan

Onun için sana doyamam kuzum..

Kıymet ÇAĞIN

Gön: Murat ÇAĞIN

 

DERDİMİ KİMLERE DİYEYİM DAĞLAR

Dağlar kaftan giymiş beyaz karınan

Devran süremedim bende yarınan

Ömrümü geçirdim ahu zarınan

Derdimi kimlere diyeyim dağlar,

Gündüzüm karanlık gecemse zından

Felek alacağın neyidi benden

Hem hayattan geçtim hemi de candan

Derdimi kimlere diyeyim dağlar,

Kıymet dağlar dayanmıyor derdine

Uçurdum kuşlarım dönmez yurduna

Esir olmuş karlı dağlar ardına

Derdimi kimlere diyeyim dağlar...

Kıymet ÇAĞIN

Gön : Murat ÇAĞIN

 

 

 

YAVRU MİSAFİRİ

Seher vakti dert dökerim kaleme

Gönül hasret çeker kuru selama

Sevinirim yavrulardan gelene

Yavru misafiri ömür tazeler,

Karanlık geceler hüzünlü günler

Hasret çeken gönül her an iniler

Düşünürüm yaralarım sızılar

Yavru misafiri ömür tazeler,

Kıymet boyun bükme kedere gama

Sabırlı ol şükür dile her an'a

Yavru emanettir mevladan sana

Yavru misafiri ömür tazeler....

Kıymet ÇAĞIN

Gön: Murat ÇAĞIN

 

 

 

YA MUHAMMED MUSTAFA

Kısmet oldu Medine ye uğradım

O toprağa yüz sürmekti muradım

Derdime dermanı onda arardım

Derman sende Ya Muhammed Mustafa

Sen elçisin hakkı tarif edersin

Kur'anı kalbinde hatim edersin

Burakla semada yola gidersin

Derman sende Ya Muhammed Mustafa

O sema da ne kapılar açıldı

Üzerine miski kamber saçıldı

Huri kızlarına hülle biçildi

Şimşek hızıyla hakka geçildi

Derman sende Ya Muhammed Mustafa..

Kıymet ÇAĞIN

Gön: Murat ÇAĞIN

 

ALİYEL MURTAZA

Fıratı geçmeden uğradı dosta

Kırklar meydanında oturdu posta

Kur'anı hatimde birinci usta

Aliyel Murtaza Ali değil mi?

Kerbelayı Düldül ile gezerdi

Kalbi kan ağlardı şahsı güzeldi

Daima arzuhalini hakka yazardı

Aliyel Murtaza Ali değil mi?

Nazlım Hüseyin inim inim inledi

O mahsun topraklar onu dinledi

Şükredip Allahtan sabır dilerdi

Aliyel Murtaza Ali değil mi?

Kıymet ÇAĞIN

Gön: Murat ÇAĞIN

 

 

YANARIM GELİP GEÇEN GÜNLERE

Mezarımı koyun boş bir alana

Uğrattılar genç ömrümü talana

Geldi geçti günler döndü yalana

Ben yanarım gelip geçen günlere

Bu ömrümü sitem ile bitirdim

Yoruldum da bir kenarda oturdum

Yalan dünya beni benden götürdün

Ben yanarım gelip geçen günlere

Kıymet hep kalbinde hüzün taş imiş

Sitem ocağında pişen aş imiş

Benden uzak değil hep kardeş imiş

Ben yanarım gelip geçen günlere

Kıymet ÇAĞIN

Gön: Murat ÇAĞIN

 



 


 

TANERİME

Ne biçim konuşma ne biçim eda

Sen tatlı meyvesin doymam o tada

O meyve hatıra ol Muhammede

Tadına doyulmaz meyvedir torun

Allahın nazarı üstünde olsun

Saygı seninle daima kalsın

Şenay gelinime teşekkür olsun

Doyumsuz meyveye doyurdu beni

Bu tatlı meyveye nazar kılınmaz

Hak vermezse hiçbir yerde bulunmaz

Kimde ne var yerde ne var bilinmez

O tatlı meyveye kurban olurum

Karışsın sıraya küçük apinnim

Ulu mevlam esirgesin hepinnim

Bağladım kuzuma gönül tapumu

O tatlı meyveye kurban olurum

KIYMET ÇAĞIN

 

GÜLLE BÜLBÜLÜN AŞKI

Sabah serin eser seherin yeli

Dokunup incitmez o gonca gülü

Ne kadar firgatlı bülbülün dili

Zar edip okşuyor o nazik gülü

Gül bülbüle aşık bülbül de güle

Bülbül firgatlanmış zara mı düşmüş

Bir sevgi uğruna zora mı düşmüş

Neden mahzun kalmış yolumu şaşmış

Gül bülbüle aşık bülbül de güle

Kıymet bülbülleri dile getirmiş

Bülbül de zarınan ömür bitirmiş

Dünya varlığını hiç kim götürmüş

Gül bülbüle hasret bülbül de güle

KIYMET ÇAĞIN

 

 

 

 

 

SİNEM YARALANDI BU GÜN ÖTMEYİN

Her sabah her akşam ötüşen kuşlar

Sinem yaralandı bu gün ötmeyin

Tolu gibi düştü bağrıma taşlar

Sinem yaralandı bu gün ötmeyin

O yavru kuşlarım uçup gittiler

Zalim gurbet eli mesken tuttular

Baykuşu yuvaya bekçi ettiler

Sinem yaralandı bu gün ötmeyin

Kıymet kuşlarınan pazar mı tutmuş

Yavrular sılayı nasıl unutmuş

Ne dertler yaşamış ne gamlar yutmuş

Sinem yaralandı bu gün ötmeyin

 

 

ÖZGÜR ve GÖRKEMİME

Yavrumun yavrusu da gönlümün gülü

Onlara da göründü ayrılık yolu

Dolandır boynuma o kulaç kolu

Haydi güle güle gidesin kuzum

Benim bedenimde var iki gözüm

Birisi civanım birisi özüm

Haydi güle güle gidesin kuzum

Allaha emanet olasın kuzum

Gittiğiniz yer karlı karlı dağ olsun

Durduğunuz yer mor sümbüllü bağ olsun

Dilerim Allahtan canın sağ olsun

Haydi güle güle gidesin

KIYMET ÇAĞIN

 

 

SILANA DÖN BENİM KUŞUM SILANA

Gitme gitme yavrum gönlüm üzülür

Lokmalarım boğazıma düzülür

Gurbet kuşu yavrumu almış süzülür

Sılana dön benim kuşum sılana

Gurbetin kuşları havalı uçar

Konar soğuk suya tüyünü saçar

Adam sılasından böylemi geçer

Sılana dön benim kuşum sılana

Kıymet kuşlarını uçurmuş elden

Hakkın kelamını bırakmaz dilden

Yavrunun lezzeti tatlıdır baldan

Onun için sana doyamam kuzum

KIYMET ÇAĞIN

YA MUHAMMED MUSTAFA

Kısmet oldu Medine ye uğradım

O toprağa yüz sürmekti muradım

Derdime dermanı onda aradım

Derman sende Ya Muhammed Mustafa

Sen elçisin hakkı tarif edersin

Kur’anı kalbinde hatim edersin

Burakla semada yola gidersin

Derman sende Ya Muhammed Mustafa

O sema da ne kapılar açıldı

Üzerine miski kamber saçıldı

Huri kızlarına hülle biçildi

Şimşek hızıyla hakka geçildi

Derman sende Ya Muhammed Mustafa

 

 

YOL VERMİYOR BEN YAVRUMA KAVUŞAM

Aşka geldim hazin hazin ağlarım

Viran oldu gazel döktü bağlarım

Hiç vicdanı yok mu zalim dağların

Yol vermiyor ben yavruma kavuşam

Dağlar sıra sıra engel kurmuşlar

Oturmuşlar bir menzile varmışlar

Yavru acısını kime sormuşlar

Yol vermiyor ben yavruma kavuşam

Gamla hüzün birbirine ulanır

Gönül abdal olmuş gezer dolanır

Efkar bastı yine gözler sulanır

Yol vermiyor ben yavruma kavuşam

Kıymetim nedir bu kederin gamın

Izdırap çekiyor hep tatlı canın

Kilitlenir kapısı hamamın hanın

Yol vermiyor ben yavruma kavuşam

KIYMET ÇAĞIN

 

 

KÜSME GÖNÜL BAHARINA YAZINA

Barışmadım baharınınan yazınan

Eyledim gönlümü kırık sazınan

Yavru yetiştirdim binbir nazınan

Onlar da gurbeti mesken eylemiş

Gurbet dolam dolam yolları uzun

Kırılmış telleri ötmüyor sazım

Gönül arzu ediyor göremem kuzum

Onlar da gurbeti mesken eylemiş

Sabret Kıymetim kahırlanma kuzuna

Hakkın şükrünü doldur özüne

Kısmet olur kavuşursun kuzuna

Küsme gönül baharına yazına

KIYMET ÇAĞIN

 

 

YAVRU HASRETİYLE YANIYOR SİNEM

Sıla burcu burcu sızılar yaram

Candan yarenim yok ben kime varam

Kendi ellerimle yaramı saram

Yavru hasretiyle yanıyor sinem

Gurbet zalim engelliyor yolumu

Feleğin kemendi bağlar kolumu

Kural koymuş ayrılığınan ölümü

Yavru hasretiyle yanıyor sinem

Gamlı gönül her dem ummana dalar

Ciğer alev almış derinden yanar

Bir baykuş dolanır virane konar

Yavru hasretiyle yanıyor sinem

Kıymetim neden böyle yanıyor özün

Şu yalan dünya da gülmüyor yüzün

Hem yari yitirmişsin hemi de kızın

Yavru hasretiyle yanıyor sinem

 

 

DOYUMSUZ AÇ GÖZLÜ GURBET

Bana diyorlar ki gurbetlik zalim

Hep orada açtı gonca ve gülüm

Benim yaşamaya yok mu emelim

Ne kadar doyumsuz aç gözlü gurbet

Gurbet bilmeyene tatlı bir oktur

Yuvalar yıkılır çaresi yoktur

Bilmem kötü kader bilmem ki bahttır

Ne kadar doyumsuz aç gözlü gurbet

Bazısına zehir olur içilmez

Bazısına baldan tatlı geçilmez

Yavruya hiçbir zaman kıymet biçilmez

Ne kadar doyumsuz aç gözlü gurbet

KIYMET ÇAĞIN

GÜLSEM EĞLENSEM

Gönül bir at olsa binsem dolansam

Bırakıp kederi gülsem eğlensem

Dert ortağım yok ki gidip söylensem

Sabırdır selamet gülsem eğlensem

Uçak olup gökyüzüne savrulsam

Gemi olup denizleri boylasam

Bitki çiçeklerle gönül eğlesem

Sabırdır selamet gülsem eğlensem

Bitki çiçekleri elimde dersem

Onu incitmeden sineme sarsam

Kavuşur da şahı hürdam olursam

Sabırdır selamet gülsem eğlensem

Kıymetim çiçeğini kendin demetle

Menzile erersin sabırla bekle

Ne hayaller kurdun büyük ümitle

Sabırdır selamet gülsem eğlensem

KIYMET ÇAĞIN

AHMEDİME

Açmış pencereyi poyraza karşı

Girdim hanesine zannettim çarşı

Gülerim oynarım yad ele karşı

Aç gör beni şu sinemde neler var

Neşe vermez bizim elin yazları

Göle gelmez ördekleri kazları

Gurbet kuşu etmiş oğul kızları

Aç gör beni şu sinemde neler var

Bazen hüzünlenir bazen gamlanır

Hakka şükreder hemen canlanır

Bir kuş olur yavrulara yollanır

Aç gör beni şu sinemde neler var

Yavru bu gönlümün büyük neşesi

Aile sofrasının kadeh şişesi

Ailenin büyüğü gönül neşesi

Aç gör beni şu sinemde neler var

Lafı sözü belli kemali ağır

Yavru hasretiyle yanıyor bağır

Seher vakti kalkıp Allaha yalvarır

Aç gör beni şu sinemde neler var

Hüzün verme gurbetteki kuzuna

Razı ol haktan gelen yazına

Kıymetim huzur dile oğul kızına

Aç gör beni şu sinemde neler var

 

 

YAVRUM YAVRUM

Yavrum yavrum sesini alırım uzun tellerden

Kokunu alırım esen yellerden

Rengini alırım açan güllerden

Yavrum yavrum yavrum Harunum

Yavrum yavrum derim gelirim aşka

Yavrum yavrum yavrum Harunum

Yavrunun lezzeti tadı bambaşka

Yavrum yavrum yavrum Harunum

KIYMET ÇAĞIN

 

 

HASRET ve ÖZLEM

Bulut sohbet kurmuş Ağrı Dağı’na

Gine efkar doldu gönül bağıma

Bir mektup yazayım dert ortağıma

Ömrümün baharı solmadan gelsin

Başı karlı etekleri yazlanır

Beyaz taşta mor koyunlar tuzlanır

Hasretim gurbet yolu gözlenir

Canım bu cesetten geçmeden gelsin

Yavru hasretiyim yanar tüterim

Baykuş muyum hep viranda öterim

Deli değil mecnunlardan beterim

Söylen yavrulara gelsin ha gelsin

Kıymet efkârlanmış dertli yazıyor

Felek cellat olmuş bağlar bozuyor

Ben burdayım gönül gurbet geziyor

Söylen yavrulara gelsin ha gelsin

KIYMET ÇAĞIN

 

 

BENİM DE YUVAYA İHTİYACIM VAR

Neden neden benim bağrım böyle yanıyor

Beni böyle gören deli sanıyor

Kuşlar bile yuvasına konuyor

Benim de yuvaya ihtiyacım var

Bülbül gül dalında zar’ı figanda

Döner gelir yuvasına mutludur orda

Büyük hevesler var güzel civanda

Benim de yuvaya ihtiyacım var

Kıymetim yuva kurmak senin muradın

Seher vakti Allahıma yalvardım

Yaradanım verir alemin muradın

Benim de yuvaya ihtiyacım var

KIYMET ÇAĞIN

 

 

KİME NE SÖYLİYEM KİME NE DİYEM

Dertler beni adım adım izlemiş

Tuzak kurup yollarımı gözlemiş

Dünya kederleri bana gizlemiş

Kime ne söyliyem kime ne diyem

Anadan öksüzüm babadan yetim

Kırıldı kanadım elimden tutun

Yaşamadan bitip gitti hayatım

Kime ne söyliyem kime ne diyem

Sohbet kurdum kederinen gamınan

Mücadele ettim tatlı canınan

Mecnun misaliyem boş bir hanınan

Kime ne söyliyem kime ne diyem

Mahzun Kıymetim gülmüyor yüzüm

Yine hüzünlenmiş akıyor gözüm

Ayrı ayrı düşmüş oğlumla kızım

Kime ne söyliyem kime ne diyem

KIYMET ÇAĞIN

İMAM HÜSEYİN

Cenabi Hakkın elçisi Muhammed Mustafanın

Sevgili öksüzleri Alinin can pareleri

Kerbelanın unutulmaz yarası

Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin

Şehribanın içine düştü bir sancı

Hüseyinin ateşi zehirden acı

Süvariye koştu Şehriban bacı

Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin

Kerbela da Hüseyi’nin kervanı

Benzi soluk kalmamıştı dermanı

Nefsi kudurtmuştu zalim mevranı

Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin

Kıymet ÇAĞIN

 

NEDİR BU GÖNLÜMÜN FERYADI YAVRUM

Hava mı bulutlu ben mi gamlıyım

Nedir bu gönlümün feryadı yavrum

Gün geçtikçe için için kavruldum

Nedir bu gönlümün feryadı yavrum

Ulu bağda bir tomurcuk gül idim

Dikene sarılmış bir bülbül idim

Dostlar arasında tatlı dil idim

Nedir bu gönlümün feryadı yavrum

Yol üstünde saray mısın bağ mısın

Başı bulutlanmış yüce dağ mısın

Bilmem köle misin yoksa bey misin

Nedir bu gönlümün feryadı yavrum

KIYMET ÇAĞIN

 

 

SIZLANIR GEZERİM YOKTUR ÇARESİ

Kanser denilen dert çaresiz derttir

Neden yavrum kuzuları bırakıp gittin

Yaktın yavrum bu bağrımı kül ettin

Sızlanır gezerim yoktur çaresi

Karanlık gecede sızlanır kuzum

Yüzüne baktıkça kavrulur özüm

Kanserin çaresi sabırdır kuzum

Sızlanır gezerim yoktur çaresi

Hasretlik üzer iki kuzumu

Bir tek Erenini hem de kızını

Gitsem gizli gizli görsem yüzünü

Sızlanır gezerim yoktur çaresi

Kıymet sabır ile kavuş kuzuna

Felek sitem dolduruyor özüne

Resimlerinde baktım doyasıya yüzüne

Sızlanır gezerim yoktur çaresi

KIYMET ÇAĞIN

 

KARDEŞ TUTSUN SAL’IMDAN

Bir gün bu dünya ya veda ederim

Arzum o kardeşi görmekti benim

Hep çileli geçti bütün günlerim

Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan

Gizli gizli içimize ağladık

Kardeş olduğumuzu çok geç anladık

Uzun telden hep dertleştik ağladık

Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan

Kıymet dertlerini kaleme dökmüş

Şükredip feleğe boynunu bükmüş

Sonsuz çileleri sabırla çekmiş

Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan

KIYMET ÇAĞIN

 

 

HEP GELDİ GEÇTİ

Hiç gülme yüzüme yalancı yavrum

Size aldandığım çağ geldi geçti

Bitti her fırsatta kurduğum hülya

Her dala konduğum çağ geldi geçti

Tatlı dile güler yüze aldandım

Hep ahu zar’ınan gün geldi geçti

Her bahar imrenirim ellere

Hevesim göğsümde hep geldi geçti

Kıymet cahil ile pazara durma

Ok atıp sinenin başından vurma

Şu tatlı canına ızdırap verme

Ne günler yaşadın hep geldi geçti

KIYMET ÇAĞIN

 

YOLA REVAN OLDUM DOSTLAR ELVEDA

Karanlık geceler hüzünlü günler

Yorulmuş ızdırap çeker bedenler

Sinemde yaramı bilmiyor eller

Yola revan oldum dostlar elveda

Bitiyor dermanım tutmaz dizlerim

Umutsuz yolları bekler gözlerim

El oldum kimseye geçmez sözlerim

Yola revan oldum dostlar elveda

Kıymet emeklerin gidiyor boşa

Ne kavime güven ne de kardeşe

Elin canileri geçiyor başa

Yola revan oldum dostlar elveda

KIYMET ÇAĞIN

 

DAĞLAR YA MUHAMMET ALİ ÇAĞIRIR

Yağmur damla damla düşer toprağa

Neşe verir güzel donlu yaprağa

Ağaçlar erişir en güzel çağa

Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

Güzel kuşlar neşe verir dallara

Gidip dert dökeyim şol ovalara

Mevlanın kederi hep analara

Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

Kıymet dert dökmeye dağlara varmış

Ali avazını kuşlara vermiş

O güzel avazı turnada görmüş

Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

KIYMET ÇAĞIN

 

KARDEŞ TUTSUN SAL’IMDAN

Bir gün bu dünya ya veda ederim

Arzum o kardeşi görmekti benim

Hep çileli geçti bütün günlerim

Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan

Gizli gizli içimize ağladık

Kardeş olduğumuzu çok geç anladık

Uzun telden hep dertleştik ağladık

Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan

Kıymet dertlerini kaleme dökmüş

Şükredip feleğe boynunu bükmüş

Sonsuz çileleri sabırla çekmiş

Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan

KIYMET ÇAĞIN

 

 

HEP GELDİ GEÇTİ

Hiç gülme yüzüme yalancı yavrum

Size aldandığım çağ geldi geçti

Bitti her fırsatta kurduğum hülya

Her dala konduğum çağ geldi geçti

Tatlı dile güler yüze aldandım

Hep ahu zar’ınan gün geldi geçti

Her bahar imrenirim ellere

Hevesim göğsümde hep geldi geçti

Kıymet cahil ile pazara durma

Ok atıp sinenin başından vurma

Şu tatlı canına ızdırap verme

Ne günler yaşadın hep geldi geçti

KIYMET ÇAĞIN

 

 

YOLA REVAN OLDUM DOSTLAR ELVEDA

Karanlık geceler hüzünlü günler

Yorulmuş ızdırap çeker bedenler

Sinemde yaramı bilmiyor eller

Yola revan oldum dostlar elveda

Bitiyor dermanım tutmaz dizlerim

Umutsuz yolları bekler gözlerim

El oldum kimseye geçmez sözlerim

Yola revan oldum dostlar elveda

Kıymet emeklerin gidiyor boşa

Ne kavime güven ne de kardeşe

Elin canileri geçiyor başa

Yola revan oldum dostlar elveda

KIYMET ÇAĞIN

 

DAĞLAR YA MUHAMMET ALİ ÇAĞIRIR

Yağmur damla damla düşer toprağa

Neşe verir güzel donlu yaprağa

Ağaçlar erişir en güzel çağa

Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

Güzel kuşlar neşe verir dallara

Gidip dert dökeyim şol ovalara

Mevlanın kederi hep analara

Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

Kıymet dert dökmeye dağlara varmış

Ali avazını kuşlara vermiş

O güzel avazı turnada görmüş

Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

KIYMET ÇAĞIN

 

 

GİZLİ SIRLAR AŞİKARDIR GEL YETİŞ

Ulular ulusu Bektaşi Veli

Evvel onlar kurdu erkanı yolu

İmamlar serveri Şahmerdan Ali

Gizli sırlar aşikardır gel yetiş

Bazen Ali Ali bazen de Veli

Bazen oldun kızıl deli

Sen bilirsin doğru yolu

Gizli sırlar aşikardır gel yetiş

Kıymet imdadını bekler Ali den

Ulular ulusu Bektaş Veli den

Kesmem umudumu kızıl deliden

Gizli sırlar aşikardır gel yetiş

KIYMET ÇAĞIN

 

 

BENİM DERT DÖKECEK KİMİM VAR İDİ

Sanki kural imiş bende evlendim

Mutlu olamadım hayat ile eğlendim

Ben derdimi hep kendime söylerdim

Benim dert dökecek kimim var idi

Gençliğimi verdim gitti havaya

Mutluluk verirdim bende yuvaya

Yavru uğruna telef ettim ömrümü

Benim dert dökecek kimim var idi

Ömür büyük varlık takdir etmedim

Bırakıp ta bir tarafa gitmedim

Hiçbir zaman haram lokma yutmadım

Benim dert dökecek kimim var idi

Kıymet kendi elinle sardın kendi yaranı

O ulu mevladan buldun çareni

Daha ondan başka kimin var idi

Benim dert dökecek kimim var idi

KIYMET ÇAĞIN

 

DAĞLAR

Enginli yüceli sıralı dağlar

Benim gibi bağrı yaralı, yaralı dağlar

Azgın çılgın yağmış güzel bağrına

O da benim gibi yaralı, yaralı dağlar

O yavru geyikler güzel ceylanlar

Sürmeli maralın nereli nereli dağlar

Karlar yağmış duman çökmüş başına

Yol vermiyor kekliğine kuşuna

Neden bağrın yaralı yaralı dağlar

Kıymet dağlar ile sohbete dalmış

Yüce dağ başında esen yel olmuş

Ömür bitmiş harcanacak ne kalmış

Söyle bana aslın nereli dağlar

KIYMET ÇAĞIN

KANLI YAŞ AKITTIN İKİ GÖZÜMDEN

Aslımı sorarsan sevgili dostum

Sultan Aygar dağının Budaközünden

Çorum Sungurlunun Gökçam köyünden

Kanlı yaş akıttın iki gözümden

Felek derdi sıralamış sineme

Gizli gizli ben yanarım kime ne

Nesini aldım şu kınayan ellerin

Kanlı yaş dökerim iki gözümden

Kıymet gözlerine ne idi kastın

Şu yalan dünyada kalmadı dostun

Bir gün kara toprak örterse üstün

Kanlı yaş dökerim iki gözümden

KIYMET ÇAĞIN

 

 

ŞÜKREDİP AĞLAMAK BANA MI DÜŞTÜ

Bitmez keder ile doğdum anamdan

Ben de usandım çare bulmaz yaramdan

Dağlar bile zorlanıyor zarımdan

Şükredip ağlamak bana mı düştü

Herkes gülüp eğleniyor dünyada

Bu dert hatıradır mevlamdan bana

Ne anana kahret ne de babana

Şükredip ağlamak bana mı düştü

Ben ağlarım bu perişan halime

Sözüm geçmez felek gibi zalime

Baykuş kondu o tomurcuk gülüme

Şükredip ağlamak bana mı düştü

KIYMET ÇAĞIN

 

 

TURNALAR

Turnam nerden kalktın alemin mi var

Elinde divitin kalemin mi var

Konuş dillerine kurban olurum

Bana yavrularımdan selamın mı var

Turnanın kanadı evvelden eğri

Bozuktur aşnası ciğerim dağlı

Döndürmüş yönünü bozoka doğru

Bir katar da doğru gidin turnalar

Bir selam göndersem götürür müsün

Selamım yerine yatırır mısın

Unutup yollarda yitirir misin

Söyle dillerine kurban olurum

KIYMET ÇAĞIN

 

 

BU KADAR YÜKLEDİM YETMEZ Mİ FELEK

Felek bir tor ata binmiş dolaşır

İstediği yere hemen ulaşır

Bu kadar sitemi beden mi taşır

Bu kadar yükledim yetmez mi felek

Felek sitemini bal diye yuttum

Bu dünya da yaşamayı unuttum

Beni üzmek için nöbet mi tuttun

Bu kadar yükledim yetmez mi felek

Felek seni üzdümse özür dilerim

Eğer gül diyorsan ben de gülerim

Derdin neyse söyle bende bileyim

Bu kadar yükledim yetmez mi felek

Bunu karaladım Garip kardeşe

Yaktın bu bağrımı döndürdün taşa

Bir sille vurdun ki aslan kardeşe

Bu kadar yükledim yetmez mi felek

KIYMET ÇAĞIN

TURNALAR

Turnam nerden kalktın alemin mi var

Elinde divitin kalemin mi var

Konuş dillerine kurban olurum

Bana yavrularımdan selamın mı var

Turnanın kanadı evvelden eğri

Bozuktur aşnası ciğerim dağlı

Döndürmüş yönünü bozoka doğru

Bir katar da doğru gidin turnalar

Bir selam göndersem götürür müsün

Selamım yerine yatırır mısın

Unutup yollarda yitirir misin

Söyle dillerine kurban olurum

KIYMET ÇAĞIN

 

 

BU KADAR YÜKLEDİM YETMEZ Mİ FELEK

Felek bir tor ata binmiş dolaşır

İstediği yere hemen ulaşır

Bu kadar sitemi beden mi taşır

Bu kadar yükledim yetmez mi felek

Felek sitemini bal diye yuttum

Bu dünya da yaşamayı unuttum

Beni üzmek için nöbet mi tuttun

Bu kadar yükledim yetmez mi felek

Felek seni üzdümse özür dilerim

Eğer gül diyorsan ben de gülerim

Derdin neyse söyle bende bileyim

Bu kadar yükledim yetmez mi felek

Bunu karaladım Garip kardeşe

Yaktın bu bağrımı döndürdün taşa

Bir sille vurdun ki aslan kardeşe

Bu kadar yükledim yetmez mi felek

KIYMET ÇAĞIN

 

 

FELEĞE İSYAN

Yedi yol üstüne bir fidan diktim

Felek sille vurdu boynumu büktüm

Çürüdü bedenim artık ben çöktüm

Bıraksan yakamı ne olur felek

Yine sana kahırlandım yazarım

Sanki sitem denizinde yüzerim

Düşünür derdimi kendim çözerim

Gülmeme razı olmadın felek

Deniz dalgasını kenara vurur

Dertlerim gizlidir içimde durur

Düşünürüm yine gönlüm yorulur

Bıraksan yakamı ne olur felek

Yazar oldum yazar oldum

Ben kendimden bezer oldum

Hep ağladım nerde güldüm

Gülmeme razı olmadın felek

Bu dünyada benim ile yarıştın

Kıskandın da her işime karıştın

Sen beni üzmeye kötü alıştın

Bıraksan yakamı ne olur felek

Kıymet ÇAĞIN

YAVRU MİSAFİRİ

Seher vakti dert dökerim kaleme

Gönül hasret çeker kuru selama

Sevinirim yavrulardan gelene

Yavru misafiri ömür tazeler

Karanlık geceler hüzünlü günler

Hasret çeken gönül her an iniler

Düşünürüm yaralarım yeniler

Yavru misafiri ömür tazeler

Kıymet boyun bükme kedere gama

Sabırlı ol şükür dile her an’a

Yavru emanettir mevladan sana

Yavru misafiri ömür tazeler

Kıymet ÇAĞIN

 

YAVRU MISAFIRI

Seher vakti dert dökerim kaleme

Gönül hasret çeker kuru selama

Sevinirim yavrulardan gelene

Yavru misafiri ömür tazeler

Karanlık geceler hüzünlü günler

Hasret çeken gönül her an iniler

Düşünürüm yaralarım yeniler

Yavru misafiri ömür tazeler

Kıymet boyun bükme kedere gama

Sabırlı ol şükür dile her an’a

Yavru emanettir mevladan sana

Yavru misafiri ömür tazeler

Kıymet ÇAĞIN

YANARIM GELİP GEÇEN GÜNLERE

Mezarımı koyun boş bir alana

Uğrattılar genç ömrümü talana

Geldi geçti günler döndü yalana

Ben yanarım gelip geçen günlere

Bu ömrümü sitem ile bitirdim

Yoruldum da bir kenarda oturdum

Yalan dünya beni benden götürdün

Ben yanarım gelip geçen günlere

Kıymet hep kalbinde hüzün taş imiş

Sitem ocağında pişen aş imiş

Benden uzak değil hep kardeş imiş

Ben yanarım gelip geçen günlere

Kıymet ÇAĞIn

 

ALİYEL MURTAZA

Fıratı geçmeden uğradı dosta

Kırklar meydanında oturdu posta

Kur-anı hatimde birinci usta

Aliyel Murtaza Ali değil mi?

Kerbelayı Düldül ile gezerdi

Kalbi kan ağlardı şahsı güzeldi

Daima arzuhalini hakka yazardı

Aliyel Murtaza Ali değil mi?

Nazlım Hüseyin inim inim inledi

O mahsun topraklar onu dinledi

Şükr edip Allahtan sabır dilerdi

Aliyel Murtaza Ali değil mi?

Kıymet ÇAĞIN

 

İMAM HÜSEYİN

Cenabi Hakkın elçisi Muhammed Mustafanın

Sevgili öksüzleri Alinin can pareleri

Kerbelanın unutulmaz yarası

Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin

Şehribanın içine düştü bir sancı

Hüseyinin ateşi zehirden acı

Süvariye koştu Şehriban bacı

Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin

Kerbela da Hüseyi’nin kervanı

Benzi soluk kalmamıştı dermanı

Nefsi kudurtmuştu zalim mevranı

Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin

Kıymet ÇAĞIN

 

 

DERDİMİ KİMLERE DİYEYİM DAĞLAR

Dağlar kaftan giymiş beyaz karınan

Devran süremedim bende yarınan

Ömrümü geçirdim ahu zarınan

Derdimi kimlere diyeyim dağlar

Gündüzüm karanlık gecemse zından

Felek alacağın neyidi benden

Hem hayattan geçtim hemi de candan

Derdimi kimlere diyeyim dağlar

Kıymet dağlar dayanmıyor derdine

Uçurdum kuşlarım dönmez yurduna

Esir olmuş karlı dağlar ardına

Derdimi kimlere diyeyim dağlar

Kıymet ÇAĞIN

 

NEDİR BU GÖNLÜMÜN FERYADI YAVRUM

Hava mı bulutlu ben mi gamlıyım

Nedir bu gönlümün feryadı yavrum

Gün geçtikçe için için kavruldum

Nedir bu gönlümün feryadı yavrum

Ulu bağda bir tomurcuk gül idim

Dikene sarılmış bir bülbül idim

Dostlar arasında tatlı dil idim

Nedir bu gönlümün feryadı yavrum

Yol üstünde saray mısın bağ mısın

Başı bulutlanmış yüce dağ mısın

Bilmem köle misin yoksa bey misin

Nedir bu gönlümün feryadı yavrum

KIYMET ÇAĞIN

SIZLANIR GEZERİM YOKTUR ÇARESİ

Kanser denilen dert çaresiz derttir

Neden yavrum kuzuları bırakıp gittin

Yaktın yavrum bu bağrımı kül ettin

Sızlanır gezerim yoktur çaresi

Karanlık gecede sızlanır kuzum

Yüzüne baktıkça kavrulur özüm

Kanserin çaresi sabırdır kuzum

Sızlanır gezerim yoktur çaresi

Hasretlik üzer iki kuzumu

Bir tek Erenini hem de kızını

Gitsem gizli gizli görsem yüzünü

Sızlanır gezerim yoktur çaresi

Kıymet sabır ile kavuş kuzuna

Felek sitem dolduruyor özüne

Resimlerinde baktım doyasıya yüzüne

Sızlanır gezerim yoktur çaresi

KIYMET ÇAĞIN

 

 

DAĞLAR YA MUHAMMET ALİ ÇAĞIRIR

Yağmur damla damla düşer toprağa
Neşe verir güzel donlu yaprağa
Ağaçlar erişir en güzel çağa
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

Güzel kuşlar neşe verir dallara
Gidip dert dökeyim şol ovalara
Mevlanın kederi hep analara
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

Kıymet dert dökmeye dağlara varmış
Ali avazını kuşlara vermiş
O güzel avazı turnada görmüş
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

KIYMET ÇAĞIN


GİZLİ SIRLAR AŞİKARDIR GEL YETİŞ

Ulular ulusu Bektaşi Veli
Evvel onlar kurdu erkanı yolu
İmamlar serveri Şahmerdan Ali
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş

Bazen Ali Ali bazen de Veli
Bazen oldun kızıl deli
Sen bilirsin doğru yolu
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş

Kıymet imdadını bekler Ali den
Ulular ulusu Bektaş Veli den
Kesmem umudumu kızıl deliden
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş

KIYMET ÇAĞIN

BENİM DERT DÖKECEK KİMİM VAR İDİ

Sanki kural imiş bende evlendim
Mutlu olamadım hayat ile eğlendim
Ben derdimi hep kendime söylerdim
Benim dert dökecek kimim var idi

Gençliğimi verdim gitti havaya
Mutluluk verirdim bende yuvaya
Yavru uğruna telef ettim ömrümü
Benim dert dökecek kimim var idi

Ömür büyük varlık takdir etmedim
Bırakıp ta bir tarafa gitmedim
Hiçbir zaman haram lokma yutmadım
Benim dert dökecek kimim var idi

Kıymet kendi elinle sardın kendi yaranı
O ulu mevladan buldun çareni
Daha ondan başka kimin var idi
Benim dert dökecek kimim var idi

KIYMET ÇAĞIN

 

 

KIYMET ÇAĞIN

KANLI YAŞ AKITTIN İKİ GÖZÜMDEN

Aslımı sorarsan sevgili dostum

Sultan Aygar dağının Budaközünden

Çorum Sungurlunun Gökçam köyünden

Kanlı yaş akıttın iki gözümden

Felek derdi sıralamış sineme

Gizli gizli ben yanarım kime ne

Nesini aldım şu kınayan ellerin

Kanlı yaş dökerim iki gözümden

Kıymet gözlerine ne idi kastın

Şu yalan dünyada kalmadı dostun

Bir gün kar toprak örterse üstün

Kanlı yaş dökerim iki gözümden

 

 

DAĞLAR

Enginli yüceli sıralı dağlar

Benim gibi bağrı yaralı, yaralı dağlar

Azgın çılgın yağmış güzel bağrına

O da benim gibi yaralı, yaralı dağlar

O yavru geyikler güzel ceylanlar

Sürmeli maralın nereli nereli dağlar

Karlar yağmış duman çökmüş başına

Yol vermiyor kekliğine kuşuna

Neden bağrın yaralı yaralı dağlar

Kıymet dağlar ile sohbete dalmış

Yüce dağ başında esen yel olmuş

Ömür bitmiş harcanacak ne kalmış

Söyle bana aslın nereli dağlar

KIYMET ÇAĞIN

 

 

 

Kıymet Çağın Şiirleri

BİR NEFES ALACAK GÜCÜM KALMADI

Nedir bu dünyanın kederi gamı

Boynumu büktü zindan etti her yeri

Kendi ellerimle sardım yaramı

Bir nefes alacak gücüm kalmadı

Bozuldu düzenim dağıldı bendim

Artık düzen tutmaz bedenim fendim

Bu hayattan bende bıktım usandım

Bir nefes alacak gücüm kalmadı

Gönül aşka düşer yanar kavrulur

Rüzgar olur semalarda savrulur

Ayrı kalır yavrusundan ayrılır

Bir nefes alacak gücüm kalmadı

Yeter Kıymetim bırak kederi gamı

Gönül hasret çeker yavru hederi

Hakkın emri bilmez misin kaderi

Bir nefes alacak gücüm kalmadı..

Kıymet ÇAĞIN

Gön : Murat ÇAĞIN

 

FELEĞE İSYAN

Yedi yol üstüne bir fidan diktim

Felek sille vurdu boynumu büktüm

Çürüdü bedenim artık ben çöktüm

Bıraksan yakamı ne olur felek,

Yine sana kahırlandım yazarım

Sanki sitem denizinde yüzerim

Düşünür derdimi kendim çözerim

Gülmeme razı olmadın felek,

Deniz dalgasını kenara vurur

Dertlerim gizlidir içimde durur

Düşünürüm yine gönlüm yorulur

Bıraksan yakamı ne olur felek

Yazar oldum yazar oldum

Ben kendimden bezer oldum

Hep ağladım nerde güldüm

Gülmeme razı olmadın felek,

Bu dünyada benim ile yarıştın

Kıskandın da her işime karıştın

Sen beni üzmeye kötü alıştın

Bıkarsan yakamı ne olur felek..

Kıymet ÇAĞIN

Gön: Murat ÇAĞIN

 

 

SILANA DÖN BENİM KUŞUM SILANA

Gitme gitme yavrum gönlüm üzülür

Lokmalarım boğazıma dizilir

Gurbetin kuşu yavrumu almış süzülür

Sılana dön benim kuşum sılana,

Gurbetin kuşları havalı uçar

Konar soğuk suya tüyünü saçar

Adam sılasından böylemi geçer

Sılana dön benim kuşum sılana

Kıymet kuşlarını uçurmuş elden

Hakkın kelamını bırakmaz dilden

Yavrumun lezzeti tatlıdır baldan

Onun için sana doyamam kuzum..

Kıymet ÇAĞIN

Gön: Murat ÇAĞIN

 

DERDİMİ KİMLERE DİYEYİM DAĞLAR

Dağlar kaftan giymiş beyaz karınan

Devran süremedim bende yarınan

Ömrümü geçirdim ahu zarınan

Derdimi kimlere diyeyim dağlar,

Gündüzüm karanlık gecemse zından

Felek alacağın neyidi benden

Hem hayattan geçtim hemi de candan

Derdimi kimlere diyeyim dağlar,

Kıymet dağlar dayanmıyor derdine

Uçurdum kuşlarım dönmez yurduna

Esir olmuş karlı dağlar ardına

Derdimi kimlere diyeyim dağlar...

Kıymet ÇAĞIN

Gön : Murat ÇAĞIN

 

 

 

YAVRU MİSAFİRİ

Seher vakti dert dökerim kaleme

Gönül hasret çeker kuru selama

Sevinirim yavrulardan gelene

Yavru misafiri ömür tazeler,

Karanlık geceler hüzünlü günler

Hasret çeken gönül her an iniler

Düşünürüm yaralarım sızılar

Yavru misafiri ömür tazeler,

Kıymet boyun bükme kedere gama

Sabırlı ol şükür dile her an'a

Yavru emanettir mevladan sana

Yavru misafiri ömür tazeler....

Kıymet ÇAĞIN

Gön: Murat ÇAĞIN

 

 

 

YA MUHAMMED MUSTAFA

Kısmet oldu Medine ye uğradım

O toprağa yüz sürmekti muradım

Derdime dermanı onda arardım

Derman sende Ya Muhammed Mustafa

Sen elçisin hakkı tarif edersin

Kur'anı kalbinde hatim edersin

Burakla semada yola gidersin

Derman sende Ya Muhammed Mustafa

O sema da ne kapılar açıldı

Üzerine miski kamber saçıldı

Huri kızlarına hülle biçildi

Şimşek hızıyla hakka geçildi

Derman sende Ya Muhammed Mustafa..

Kıymet ÇAĞIN

Gön: Murat ÇAĞIN

 

ALİYEL MURTAZA

Fıratı geçmeden uğradı dosta

Kırklar meydanında oturdu posta

Kur'anı hatimde birinci usta

Aliyel Murtaza Ali değil mi?

Kerbelayı Düldül ile gezerdi

Kalbi kan ağlardı şahsı güzeldi

Daima arzuhalini hakka yazardı

Aliyel Murtaza Ali değil mi?

Nazlım Hüseyin inim inim inledi

O mahsun topraklar onu dinledi

Şükredip Allahtan sabır dilerdi

Aliyel Murtaza Ali değil mi?

Kıymet ÇAĞIN

Gön: Murat ÇAĞIN

 

 

YANARIM GELİP GEÇEN GÜNLERE

Mezarımı koyun boş bir alana

Uğrattılar genç ömrümü talana

Geldi geçti günler döndü yalana

Ben yanarım gelip geçen günlere

Bu ömrümü sitem ile bitirdim

Yoruldum da bir kenarda oturdum

Yalan dünya beni benden götürdün

Ben yanarım gelip geçen günlere

Kıymet hep kalbinde hüzün taş imiş

Sitem ocağında pişen aş imiş

Benden uzak değil hep kardeş imiş

Ben yanarım gelip geçen günlere

Kıymet ÇAĞIN

Gön: Murat ÇAĞIN

 



 


 

TANERİME

Ne biçim konuşma ne biçim eda

Sen tatlı meyvesin doymam o tada

O meyve hatıra ol Muhammede

Tadına doyulmaz meyvedir torun

Allahın nazarı üstünde olsun

Saygı seninle daima kalsın

Şenay gelinime teşekkür olsun

Doyumsuz meyveye doyurdu beni

Bu tatlı meyveye nazar kılınmaz

Hak vermezse hiçbir yerde bulunmaz

Kimde ne var yerde ne var bilinmez

O tatlı meyveye kurban olurum

Karışsın sıraya küçük apinnim

Ulu mevlam esirgesin hepinnim

Bağladım kuzuma gönül tapumu

O tatlı meyveye kurban olurum

KIYMET ÇAĞIN

 

GÜLLE BÜLBÜLÜN AŞKI

Sabah serin eser seherin yeli

Dokunup incitmez o gonca gülü

Ne kadar firgatlı bülbülün dili

Zar edip okşuyor o nazik gülü

Gül bülbüle aşık bülbül de güle

Bülbül firgatlanmış zara mı düşmüş

Bir sevgi uğruna zora mı düşmüş

Neden mahzun kalmış yolumu şaşmış

Gül bülbüle aşık bülbül de güle

Kıymet bülbülleri dile getirmiş

Bülbül de zarınan ömür bitirmiş

Dünya varlığını hiç kim götürmüş

Gül bülbüle hasret bülbül de güle

KIYMET ÇAĞIN

 

 

 

 

 

SİNEM YARALANDI BU GÜN ÖTMEYİN

Her sabah her akşam ötüşen kuşlar

Sinem yaralandı bu gün ötmeyin

Tolu gibi düştü bağrıma taşlar

Sinem yaralandı bu gün ötmeyin

O yavru kuşlarım uçup gittiler

Zalim gurbet eli mesken tuttular

Baykuşu yuvaya bekçi ettiler

Sinem yaralandı bu gün ötmeyin

Kıymet kuşlarınan pazar mı tutmuş

Yavrular sılayı nasıl unutmuş

Ne dertler yaşamış ne gamlar yutmuş

Sinem yaralandı bu gün ötmeyin

 

 

ÖZGÜR ve GÖRKEMİME

Yavrumun yavrusu da gönlümün gülü

Onlara da göründü ayrılık yolu

Dolandır boynuma o kulaç kolu

Haydi güle güle gidesin kuzum

Benim bedenimde var iki gözüm

Birisi civanım birisi özüm

Haydi güle güle gidesin kuzum

Allaha emanet olasın kuzum

Gittiğiniz yer karlı karlı dağ olsun

Durduğunuz yer mor sümbüllü bağ olsun

Dilerim Allahtan canın sağ olsun

Haydi güle güle gidesin

KIYMET ÇAĞIN

 

 

SILANA DÖN BENİM KUŞUM SILANA

Gitme gitme yavrum gönlüm üzülür

Lokmalarım boğazıma düzülür

Gurbet kuşu yavrumu almış süzülür

Sılana dön benim kuşum sılana

Gurbetin kuşları havalı uçar

Konar soğuk suya tüyünü saçar

Adam sılasından böylemi geçer

Sılana dön benim kuşum sılana

Kıymet kuşlarını uçurmuş elden

Hakkın kelamını bırakmaz dilden

Yavrunun lezzeti tatlıdır baldan

Onun için sana doyamam kuzum

KIYMET ÇAĞIN

YA MUHAMMED MUSTAFA

Kısmet oldu Medine ye uğradım

O toprağa yüz sürmekti muradım

Derdime dermanı onda aradım

Derman sende Ya Muhammed Mustafa

Sen elçisin hakkı tarif edersin

Kur’anı kalbinde hatim edersin

Burakla semada yola gidersin

Derman sende Ya Muhammed Mustafa

O sema da ne kapılar açıldı

Üzerine miski kamber saçıldı

Huri kızlarına hülle biçildi

Şimşek hızıyla hakka geçildi

Derman sende Ya Muhammed Mustafa

 

 

YOL VERMİYOR BEN YAVRUMA KAVUŞAM

Aşka geldim hazin hazin ağlarım

Viran oldu gazel döktü bağlarım

Hiç vicdanı yok mu zalim dağların

Yol vermiyor ben yavruma kavuşam

Dağlar sıra sıra engel kurmuşlar

Oturmuşlar bir menzile varmışlar

Yavru acısını kime sormuşlar

Yol vermiyor ben yavruma kavuşam

Gamla hüzün birbirine ulanır

Gönül abdal olmuş gezer dolanır

Efkar bastı yine gözler sulanır

Yol vermiyor ben yavruma kavuşam

Kıymetim nedir bu kederin gamın

Izdırap çekiyor hep tatlı canın

Kilitlenir kapısı hamamın hanın

Yol vermiyor ben yavruma kavuşam

KIYMET ÇAĞIN

 

 

KÜSME GÖNÜL BAHARINA YAZINA

Barışmadım baharınınan yazınan

Eyledim gönlümü kırık sazınan

Yavru yetiştirdim binbir nazınan

Onlar da gurbeti mesken eylemiş

Gurbet dolam dolam yolları uzun

Kırılmış telleri ötmüyor sazım

Gönül arzu ediyor göremem kuzum

Onlar da gurbeti mesken eylemiş

Sabret Kıymetim kahırlanma kuzuna

Hakkın şükrünü doldur özüne

Kısmet olur kavuşursun kuzuna

Küsme gönül baharına yazına

KIYMET ÇAĞIN

 

 

YAVRU HASRETİYLE YANIYOR SİNEM

Sıla burcu burcu sızılar yaram

Candan yarenim yok ben kime varam

Kendi ellerimle yaramı saram

Yavru hasretiyle yanıyor sinem

Gurbet zalim engelliyor yolumu

Feleğin kemendi bağlar kolumu

Kural koymuş ayrılığınan ölümü

Yavru hasretiyle yanıyor sinem

Gamlı gönül her dem ummana dalar

Ciğer alev almış derinden yanar

Bir baykuş dolanır virane konar

Yavru hasretiyle yanıyor sinem

Kıymetim neden böyle yanıyor özün

Şu yalan dünya da gülmüyor yüzün

Hem yari yitirmişsin hemi de kızın

Yavru hasretiyle yanıyor sinem

 

 

DOYUMSUZ AÇ GÖZLÜ GURBET

Bana diyorlar ki gurbetlik zalim

Hep orada açtı gonca ve gülüm

Benim yaşamaya yok mu emelim

Ne kadar doyumsuz aç gözlü gurbet

Gurbet bilmeyene tatlı bir oktur

Yuvalar yıkılır çaresi yoktur

Bilmem kötü kader bilmem ki bahttır

Ne kadar doyumsuz aç gözlü gurbet

Bazısına zehir olur içilmez

Bazısına baldan tatlı geçilmez

Yavruya hiçbir zaman kıymet biçilmez

Ne kadar doyumsuz aç gözlü gurbet

KIYMET ÇAĞIN

GÜLSEM EĞLENSEM

Gönül bir at olsa binsem dolansam

Bırakıp kederi gülsem eğlensem

Dert ortağım yok ki gidip söylensem

Sabırdır selamet gülsem eğlensem

Uçak olup gökyüzüne savrulsam

Gemi olup denizleri boylasam

Bitki çiçeklerle gönül eğlesem

Sabırdır selamet gülsem eğlensem

Bitki çiçekleri elimde dersem

Onu incitmeden sineme sarsam

Kavuşur da şahı hürdam olursam

Sabırdır selamet gülsem eğlensem

Kıymetim çiçeğini kendin demetle

Menzile erersin sabırla bekle

Ne hayaller kurdun büyük ümitle

Sabırdır selamet gülsem eğlensem

KIYMET ÇAĞIN

AHMEDİME

Açmış pencereyi poyraza karşı

Girdim hanesine zannettim çarşı

Gülerim oynarım yad ele karşı

Aç gör beni şu sinemde neler var

Neşe vermez bizim elin yazları

Göle gelmez ördekleri kazları

Gurbet kuşu etmiş oğul kızları

Aç gör beni şu sinemde neler var

Bazen hüzünlenir bazen gamlanır

Hakka şükreder hemen canlanır

Bir kuş olur yavrulara yollanır

Aç gör beni şu sinemde neler var

Yavru bu gönlümün büyük neşesi

Aile sofrasının kadeh şişesi

Ailenin büyüğü gönül neşesi

Aç gör beni şu sinemde neler var

Lafı sözü belli kemali ağır

Yavru hasretiyle yanıyor bağır

Seher vakti kalkıp Allaha yalvarır

Aç gör beni şu sinemde neler var

Hüzün verme gurbetteki kuzuna

Razı ol haktan gelen yazına

Kıymetim huzur dile oğul kızına

Aç gör beni şu sinemde neler var

 

 

YAVRUM YAVRUM

Yavrum yavrum sesini alırım uzun tellerden

Kokunu alırım esen yellerden

Rengini alırım açan güllerden

Yavrum yavrum yavrum Harunum

Yavrum yavrum derim gelirim aşka

Yavrum yavrum yavrum Harunum

Yavrunun lezzeti tadı bambaşka

Yavrum yavrum yavrum Harunum

KIYMET ÇAĞIN

 

 

HASRET ve ÖZLEM

Bulut sohbet kurmuş Ağrı Dağı’na

Gine efkar doldu gönül bağıma

Bir mektup yazayım dert ortağıma

Ömrümün baharı solmadan gelsin

Başı karlı etekleri yazlanır

Beyaz taşta mor koyunlar tuzlanır

Hasretim gurbet yolu gözlenir

Canım bu cesetten geçmeden gelsin

Yavru hasretiyim yanar tüterim

Baykuş muyum hep viranda öterim

Deli değil mecnunlardan beterim

Söylen yavrulara gelsin ha gelsin

Kıymet efkârlanmış dertli yazıyor

Felek cellat olmuş bağlar bozuyor

Ben burdayım gönül gurbet geziyor

Söylen yavrulara gelsin ha gelsin

KIYMET ÇAĞIN

 

 

BENİM DE YUVAYA İHTİYACIM VAR

Neden neden benim bağrım böyle yanıyor

Beni böyle gören deli sanıyor

Kuşlar bile yuvasına konuyor

Benim de yuvaya ihtiyacım var

Bülbül gül dalında zar’ı figanda

Döner gelir yuvasına mutludur orda

Büyük hevesler var güzel civanda

Benim de yuvaya ihtiyacım var

Kıymetim yuva kurmak senin muradın

Seher vakti Allahıma yalvardım

Yaradanım verir alemin muradın

Benim de yuvaya ihtiyacım var

KIYMET ÇAĞIN

 

 

KİME NE SÖYLİYEM KİME NE DİYEM

Dertler beni adım adım izlemiş

Tuzak kurup yollarımı gözlemiş

Dünya kederleri bana gizlemiş

Kime ne söyliyem kime ne diyem

Anadan öksüzüm babadan yetim

Kırıldı kanadım elimden tutun

Yaşamadan bitip gitti hayatım

Kime ne söyliyem kime ne diyem

Sohbet kurdum kederinen gamınan

Mücadele ettim tatlı canınan

Mecnun misaliyem boş bir hanınan

Kime ne söyliyem kime ne diyem

Mahzun Kıymetim gülmüyor yüzüm

Yine hüzünlenmiş akıyor gözüm

Ayrı ayrı düşmüş oğlumla kızım

Kime ne söyliyem kime ne diyem

KIYMET ÇAĞIN

İMAM HÜSEYİN

Cenabi Hakkın elçisi Muhammed Mustafanın

Sevgili öksüzleri Alinin can pareleri

Kerbelanın unutulmaz yarası

Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin

Şehribanın içine düştü bir sancı

Hüseyinin ateşi zehirden acı

Süvariye koştu Şehriban bacı

Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin

Kerbela da Hüseyi’nin kervanı

Benzi soluk kalmamıştı dermanı

Nefsi kudurtmuştu zalim mevranı

Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin

Kıymet ÇAĞIN

 

NEDİR BU GÖNLÜMÜN FERYADI YAVRUM

Hava mı bulutlu ben mi gamlıyım

Nedir bu gönlümün feryadı yavrum

Gün geçtikçe için için kavruldum

Nedir bu gönlümün feryadı yavrum

Ulu bağda bir tomurcuk gül idim

Dikene sarılmış bir bülbül idim

Dostlar arasında tatlı dil idim

Nedir bu gönlümün feryadı yavrum

Yol üstünde saray mısın bağ mısın

Başı bulutlanmış yüce dağ mısın

Bilmem köle misin yoksa bey misin

Nedir bu gönlümün feryadı yavrum

KIYMET ÇAĞIN

 

 

SIZLANIR GEZERİM YOKTUR ÇARESİ

Kanser denilen dert çaresiz derttir

Neden yavrum kuzuları bırakıp gittin

Yaktın yavrum bu bağrımı kül ettin

Sızlanır gezerim yoktur çaresi

Karanlık gecede sızlanır kuzum

Yüzüne baktıkça kavrulur özüm

Kanserin çaresi sabırdır kuzum

Sızlanır gezerim yoktur çaresi

Hasretlik üzer iki kuzumu

Bir tek Erenini hem de kızını

Gitsem gizli gizli görsem yüzünü

Sızlanır gezerim yoktur çaresi

Kıymet sabır ile kavuş kuzuna

Felek sitem dolduruyor özüne

Resimlerinde baktım doyasıya yüzüne

Sızlanır gezerim yoktur çaresi

KIYMET ÇAĞIN

 

KARDEŞ TUTSUN SAL’IMDAN

Bir gün bu dünya ya veda ederim

Arzum o kardeşi görmekti benim

Hep çileli geçti bütün günlerim

Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan

Gizli gizli içimize ağladık

Kardeş olduğumuzu çok geç anladık

Uzun telden hep dertleştik ağladık

Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan

Kıymet dertlerini kaleme dökmüş

Şükredip feleğe boynunu bükmüş

Sonsuz çileleri sabırla çekmiş

Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan

KIYMET ÇAĞIN

 

 

HEP GELDİ GEÇTİ

Hiç gülme yüzüme yalancı yavrum

Size aldandığım çağ geldi geçti

Bitti her fırsatta kurduğum hülya

Her dala konduğum çağ geldi geçti

Tatlı dile güler yüze aldandım

Hep ahu zar’ınan gün geldi geçti

Her bahar imrenirim ellere

Hevesim göğsümde hep geldi geçti

Kıymet cahil ile pazara durma

Ok atıp sinenin başından vurma

Şu tatlı canına ızdırap verme

Ne günler yaşadın hep geldi geçti

KIYMET ÇAĞIN

 

YOLA REVAN OLDUM DOSTLAR ELVEDA

Karanlık geceler hüzünlü günler

Yorulmuş ızdırap çeker bedenler

Sinemde yaramı bilmiyor eller

Yola revan oldum dostlar elveda

Bitiyor dermanım tutmaz dizlerim

Umutsuz yolları bekler gözlerim

El oldum kimseye geçmez sözlerim

Yola revan oldum dostlar elveda

Kıymet emeklerin gidiyor boşa

Ne kavime güven ne de kardeşe

Elin canileri geçiyor başa

Yola revan oldum dostlar elveda

KIYMET ÇAĞIN

 

DAĞLAR YA MUHAMMET ALİ ÇAĞIRIR

Yağmur damla damla düşer toprağa

Neşe verir güzel donlu yaprağa

Ağaçlar erişir en güzel çağa

Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

Güzel kuşlar neşe verir dallara

Gidip dert dökeyim şol ovalara

Mevlanın kederi hep analara

Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

Kıymet dert dökmeye dağlara varmış

Ali avazını kuşlara vermiş

O güzel avazı turnada görmüş

Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

KIYMET ÇAĞIN

 

KARDEŞ TUTSUN SAL’IMDAN

Bir gün bu dünya ya veda ederim

Arzum o kardeşi görmekti benim

Hep çileli geçti bütün günlerim

Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan

Gizli gizli içimize ağladık

Kardeş olduğumuzu çok geç anladık

Uzun telden hep dertleştik ağladık

Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan

Kıymet dertlerini kaleme dökmüş

Şükredip feleğe boynunu bükmüş

Sonsuz çileleri sabırla çekmiş

Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan

KIYMET ÇAĞIN

 

 

HEP GELDİ GEÇTİ

Hiç gülme yüzüme yalancı yavrum

Size aldandığım çağ geldi geçti

Bitti her fırsatta kurduğum hülya

Her dala konduğum çağ geldi geçti

Tatlı dile güler yüze aldandım

Hep ahu zar’ınan gün geldi geçti

Her bahar imrenirim ellere

Hevesim göğsümde hep geldi geçti

Kıymet cahil ile pazara durma

Ok atıp sinenin başından vurma

Şu tatlı canına ızdırap verme

Ne günler yaşadın hep geldi geçti

KIYMET ÇAĞIN

 

 

YOLA REVAN OLDUM DOSTLAR ELVEDA

Karanlık geceler hüzünlü günler

Yorulmuş ızdırap çeker bedenler

Sinemde yaramı bilmiyor eller

Yola revan oldum dostlar elveda

Bitiyor dermanım tutmaz dizlerim

Umutsuz yolları bekler gözlerim

El oldum kimseye geçmez sözlerim

Yola revan oldum dostlar elveda

Kıymet emeklerin gidiyor boşa

Ne kavime güven ne de kardeşe

Elin canileri geçiyor başa

Yola revan oldum dostlar elveda

KIYMET ÇAĞIN

 

DAĞLAR YA MUHAMMET ALİ ÇAĞIRIR

Yağmur damla damla düşer toprağa

Neşe verir güzel donlu yaprağa

Ağaçlar erişir en güzel çağa

Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

Güzel kuşlar neşe verir dallara

Gidip dert dökeyim şol ovalara

Mevlanın kederi hep analara

Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

Kıymet dert dökmeye dağlara varmış

Ali avazını kuşlara vermiş

O güzel avazı turnada görmüş

Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

KIYMET ÇAĞIN

 

 

GİZLİ SIRLAR AŞİKARDIR GEL YETİŞ

Ulular ulusu Bektaşi Veli

Evvel onlar kurdu erkanı yolu

İmamlar serveri Şahmerdan Ali

Gizli sırlar aşikardır gel yetiş

Bazen Ali Ali bazen de Veli

Bazen oldun kızıl deli

Sen bilirsin doğru yolu

Gizli sırlar aşikardır gel yetiş

Kıymet imdadını bekler Ali den

Ulular ulusu Bektaş Veli den

Kesmem umudumu kızıl deliden

Gizli sırlar aşikardır gel yetiş

KIYMET ÇAĞIN

 

 

BENİM DERT DÖKECEK KİMİM VAR İDİ

Sanki kural imiş bende evlendim

Mutlu olamadım hayat ile eğlendim

Ben derdimi hep kendime söylerdim

Benim dert dökecek kimim var idi

Gençliğimi verdim gitti havaya

Mutluluk verirdim bende yuvaya

Yavru uğruna telef ettim ömrümü

Benim dert dökecek kimim var idi

Ömür büyük varlık takdir etmedim

Bırakıp ta bir tarafa gitmedim

Hiçbir zaman haram lokma yutmadım

Benim dert dökecek kimim var idi

Kıymet kendi elinle sardın kendi yaranı

O ulu mevladan buldun çareni

Daha ondan başka kimin var idi

Benim dert dökecek kimim var idi

KIYMET ÇAĞIN

 

DAĞLAR

Enginli yüceli sıralı dağlar

Benim gibi bağrı yaralı, yaralı dağlar

Azgın çılgın yağmış güzel bağrına

O da benim gibi yaralı, yaralı dağlar

O yavru geyikler güzel ceylanlar

Sürmeli maralın nereli nereli dağlar

Karlar yağmış duman çökmüş başına

Yol vermiyor kekliğine kuşuna

Neden bağrın yaralı yaralı dağlar

Kıymet dağlar ile sohbete dalmış

Yüce dağ başında esen yel olmuş

Ömür bitmiş harcanacak ne kalmış

Söyle bana aslın nereli dağlar

KIYMET ÇAĞIN

KANLI YAŞ AKITTIN İKİ GÖZÜMDEN

Aslımı sorarsan sevgili dostum

Sultan Aygar dağının Budaközünden

Çorum Sungurlunun Gökçam köyünden

Kanlı yaş akıttın iki gözümden

Felek derdi sıralamış sineme

Gizli gizli ben yanarım kime ne

Nesini aldım şu kınayan ellerin

Kanlı yaş dökerim iki gözümden

Kıymet gözlerine ne idi kastın

Şu yalan dünyada kalmadı dostun

Bir gün kara toprak örterse üstün

Kanlı yaş dökerim iki gözümden

KIYMET ÇAĞIN

 

 

ŞÜKREDİP AĞLAMAK BANA MI DÜŞTÜ

Bitmez keder ile doğdum anamdan

Ben de usandım çare bulmaz yaramdan

Dağlar bile zorlanıyor zarımdan

Şükredip ağlamak bana mı düştü

Herkes gülüp eğleniyor dünyada

Bu dert hatıradır mevlamdan bana

Ne anana kahret ne de babana

Şükredip ağlamak bana mı düştü

Ben ağlarım bu perişan halime

Sözüm geçmez felek gibi zalime

Baykuş kondu o tomurcuk gülüme

Şükredip ağlamak bana mı düştü

KIYMET ÇAĞIN

 

 

TURNALAR

Turnam nerden kalktın alemin mi var

Elinde divitin kalemin mi var

Konuş dillerine kurban olurum

Bana yavrularımdan selamın mı var

Turnanın kanadı evvelden eğri

Bozuktur aşnası ciğerim dağlı

Döndürmüş yönünü bozoka doğru

Bir katar da doğru gidin turnalar

Bir selam göndersem götürür müsün

Selamım yerine yatırır mısın

Unutup yollarda yitirir misin

Söyle dillerine kurban olurum

KIYMET ÇAĞIN

 

 

BU KADAR YÜKLEDİM YETMEZ Mİ FELEK

Felek bir tor ata binmiş dolaşır

İstediği yere hemen ulaşır

Bu kadar sitemi beden mi taşır

Bu kadar yükledim yetmez mi felek

Felek sitemini bal diye yuttum

Bu dünya da yaşamayı unuttum

Beni üzmek için nöbet mi tuttun

Bu kadar yükledim yetmez mi felek

Felek seni üzdümse özür dilerim

Eğer gül diyorsan ben de gülerim

Derdin neyse söyle bende bileyim

Bu kadar yükledim yetmez mi felek

Bunu karaladım Garip kardeşe

Yaktın bu bağrımı döndürdün taşa

Bir sille vurdun ki aslan kardeşe

Bu kadar yükledim yetmez mi felek

KIYMET ÇAĞIN

TURNALAR

Turnam nerden kalktın alemin mi var

Elinde divitin kalemin mi var

Konuş dillerine kurban olurum

Bana yavrularımdan selamın mı var

Turnanın kanadı evvelden eğri

Bozuktur aşnası ciğerim dağlı

Döndürmüş yönünü bozoka doğru

Bir katar da doğru gidin turnalar

Bir selam göndersem götürür müsün

Selamım yerine yatırır mısın

Unutup yollarda yitirir misin

Söyle dillerine kurban olurum

KIYMET ÇAĞIN

 

 

BU KADAR YÜKLEDİM YETMEZ Mİ FELEK

Felek bir tor ata binmiş dolaşır

İstediği yere hemen ulaşır

Bu kadar sitemi beden mi taşır

Bu kadar yükledim yetmez mi felek

Felek sitemini bal diye yuttum

Bu dünya da yaşamayı unuttum

Beni üzmek için nöbet mi tuttun

Bu kadar yükledim yetmez mi felek

Felek seni üzdümse özür dilerim

Eğer gül diyorsan ben de gülerim

Derdin neyse söyle bende bileyim

Bu kadar yükledim yetmez mi felek

Bunu karaladım Garip kardeşe

Yaktın bu bağrımı döndürdün taşa

Bir sille vurdun ki aslan kardeşe

Bu kadar yükledim yetmez mi felek

KIYMET ÇAĞIN

 

 

FELEĞE İSYAN

Yedi yol üstüne bir fidan diktim

Felek sille vurdu boynumu büktüm

Çürüdü bedenim artık ben çöktüm

Bıraksan yakamı ne olur felek

Yine sana kahırlandım yazarım

Sanki sitem denizinde yüzerim

Düşünür derdimi kendim çözerim

Gülmeme razı olmadın felek

Deniz dalgasını kenara vurur

Dertlerim gizlidir içimde durur

Düşünürüm yine gönlüm yorulur

Bıraksan yakamı ne olur felek

Yazar oldum yazar oldum

Ben kendimden bezer oldum

Hep ağladım nerde güldüm

Gülmeme razı olmadın felek

Bu dünyada benim ile yarıştın

Kıskandın da her işime karıştın

Sen beni üzmeye kötü alıştın

Bıraksan yakamı ne olur felek

Kıymet ÇAĞIN

YAVRU MİSAFİRİ

Seher vakti dert dökerim kaleme

Gönül hasret çeker kuru selama

Sevinirim yavrulardan gelene

Yavru misafiri ömür tazeler

Karanlık geceler hüzünlü günler

Hasret çeken gönül her an iniler

Düşünürüm yaralarım yeniler

Yavru misafiri ömür tazeler

Kıymet boyun bükme kedere gama

Sabırlı ol şükür dile her an’a

Yavru emanettir mevladan sana

Yavru misafiri ömür tazeler

Kıymet ÇAĞIN

 

YAVRU MISAFIRI

Seher vakti dert dökerim kaleme

Gönül hasret çeker kuru selama

Sevinirim yavrulardan gelene

Yavru misafiri ömür tazeler

Karanlık geceler hüzünlü günler

Hasret çeken gönül her an iniler

Düşünürüm yaralarım yeniler

Yavru misafiri ömür tazeler

Kıymet boyun bükme kedere gama

Sabırlı ol şükür dile her an’a

Yavru emanettir mevladan sana

Yavru misafiri ömür tazeler

Kıymet ÇAĞIN

YANARIM GELİP GEÇEN GÜNLERE

Mezarımı koyun boş bir alana

Uğrattılar genç ömrümü talana

Geldi geçti günler döndü yalana

Ben yanarım gelip geçen günlere

Bu ömrümü sitem ile bitirdim

Yoruldum da bir kenarda oturdum

Yalan dünya beni benden götürdün

Ben yanarım gelip geçen günlere

Kıymet hep kalbinde hüzün taş imiş

Sitem ocağında pişen aş imiş

Benden uzak değil hep kardeş imiş

Ben yanarım gelip geçen günlere

Kıymet ÇAĞIn

 

ALİYEL MURTAZA

Fıratı geçmeden uğradı dosta

Kırklar meydanında oturdu posta

Kur-anı hatimde birinci usta

Aliyel Murtaza Ali değil mi?

Kerbelayı Düldül ile gezerdi

Kalbi kan ağlardı şahsı güzeldi

Daima arzuhalini hakka yazardı

Aliyel Murtaza Ali değil mi?

Nazlım Hüseyin inim inim inledi

O mahsun topraklar onu dinledi

Şükr edip Allahtan sabır dilerdi

Aliyel Murtaza Ali değil mi?

Kıymet ÇAĞIN

 

İMAM HÜSEYİN

Cenabi Hakkın elçisi Muhammed Mustafanın

Sevgili öksüzleri Alinin can pareleri

Kerbelanın unutulmaz yarası

Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin

Şehribanın içine düştü bir sancı

Hüseyinin ateşi zehirden acı

Süvariye koştu Şehriban bacı

Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin

Kerbela da Hüseyi’nin kervanı

Benzi soluk kalmamıştı dermanı

Nefsi kudurtmuştu zalim mevranı

Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin

Kıymet ÇAĞIN

 

 

DERDİMİ KİMLERE DİYEYİM DAĞLAR

Dağlar kaftan giymiş beyaz karınan

Devran süremedim bende yarınan

Ömrümü geçirdim ahu zarınan

Derdimi kimlere diyeyim dağlar

Gündüzüm karanlık gecemse zından

Felek alacağın neyidi benden

Hem hayattan geçtim hemi de candan

Derdimi kimlere diyeyim dağlar

Kıymet dağlar dayanmıyor derdine

Uçurdum kuşlarım dönmez yurduna

Esir olmuş karlı dağlar ardına

Derdimi kimlere diyeyim dağlar

Kıymet ÇAĞIN

 

NEDİR BU GÖNLÜMÜN FERYADI YAVRUM

Hava mı bulutlu ben mi gamlıyım

Nedir bu gönlümün feryadı yavrum

Gün geçtikçe için için kavruldum

Nedir bu gönlümün feryadı yavrum

Ulu bağda bir tomurcuk gül idim

Dikene sarılmış bir bülbül idim

Dostlar arasında tatlı dil idim

Nedir bu gönlümün feryadı yavrum

Yol üstünde saray mısın bağ mısın

Başı bulutlanmış yüce dağ mısın

Bilmem köle misin yoksa bey misin

Nedir bu gönlümün feryadı yavrum

KIYMET ÇAĞIN

SIZLANIR GEZERİM YOKTUR ÇARESİ

Kanser denilen dert çaresiz derttir

Neden yavrum kuzuları bırakıp gittin

Yaktın yavrum bu bağrımı kül ettin

Sızlanır gezerim yoktur çaresi

Karanlık gecede sızlanır kuzum

Yüzüne baktıkça kavrulur özüm

Kanserin çaresi sabırdır kuzum

Sızlanır gezerim yoktur çaresi

Hasretlik üzer iki kuzumu

Bir tek Erenini hem de kızını

Gitsem gizli gizli görsem yüzünü

Sızlanır gezerim yoktur çaresi

Kıymet sabır ile kavuş kuzuna

Felek sitem dolduruyor özüne

Resimlerinde baktım doyasıya yüzüne

Sızlanır gezerim yoktur çaresi

KIYMET ÇAĞIN

 

 

DAĞLAR YA MUHAMMET ALİ ÇAĞIRIR

Yağmur damla damla düşer toprağa
Neşe verir güzel donlu yaprağa
Ağaçlar erişir en güzel çağa
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

Güzel kuşlar neşe verir dallara
Gidip dert dökeyim şol ovalara
Mevlanın kederi hep analara
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

Kıymet dert dökmeye dağlara varmış
Ali avazını kuşlara vermiş
O güzel avazı turnada görmüş
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır

KIYMET ÇAĞIN


GİZLİ SIRLAR AŞİKARDIR GEL YETİŞ

Ulular ulusu Bektaşi Veli
Evvel onlar kurdu erkanı yolu
İmamlar serveri Şahmerdan Ali
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş

Bazen Ali Ali bazen de Veli
Bazen oldun kızıl deli
Sen bilirsin doğru yolu
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş

Kıymet imdadını bekler Ali den
Ulular ulusu Bektaş Veli den
Kesmem umudumu kızıl deliden
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş

KIYMET ÇAĞIN

BENİM DERT DÖKECEK KİMİM VAR İDİ

Sanki kural imiş bende evlendim
Mutlu olamadım hayat ile eğlendim
Ben derdimi hep kendime söylerdim
Benim dert dökecek kimim var idi

Gençliğimi verdim gitti havaya
Mutluluk verirdim bende yuvaya
Yavru uğruna telef ettim ömrümü
Benim dert dökecek kimim var idi

Ömür büyük varlık takdir etmedim
Bırakıp ta bir tarafa gitmedim
Hiçbir zaman haram lokma yutmadım
Benim dert dökecek kimim var idi

Kıymet kendi elinle sardın kendi yaranı
O ulu mevladan buldun çareni
Daha ondan başka kimin var idi
Benim dert dökecek kimim var idi

KIYMET ÇAĞIN

 

 

KIYMET ÇAĞIN

KANLI YAŞ AKITTIN İKİ GÖZÜMDEN

Aslımı sorarsan sevgili dostum

Sultan Aygar dağının Budaközünden

Çorum Sungurlunun Gökçam köyünden

Kanlı yaş akıttın iki gözümden

Felek derdi sıralamış sineme

Gizli gizli ben yanarım kime ne

Nesini aldım şu kınayan ellerin

Kanlı yaş dökerim iki gözümden

Kıymet gözlerine ne idi kastın

Şu yalan dünyada kalmadı dostun

Bir gün kar toprak örterse üstün

Kanlı yaş dökerim iki gözümden

 

 

DAĞLAR

Enginli yüceli sıralı dağlar

Benim gibi bağrı yaralı, yaralı dağlar

Azgın çılgın yağmış güzel bağrına

O da benim gibi yaralı, yaralı dağlar

O yavru geyikler güzel ceylanlar

Sürmeli maralın nereli nereli dağlar

Karlar yağmış duman çökmüş başına

Yol vermiyor kekliğine kuşuna

Neden bağrın yaralı yaralı dağlar

Kıymet dağlar ile sohbete dalmış

Yüce dağ başında esen yel olmuş

Ömür bitmiş harcanacak ne kalmış

Söyle bana aslın nereli dağlar

KIYMET ÇAĞIN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Kıymet Çağın
Okunma Sayısı: 2328


18.221.85.33








YAZARIN DİĞER YAZILARI

 

© Copyright 2020  V4.1 Tüm Hakları Saklıdır. | Dernek Sitesi | Köy Sitesi


Top