KURTULUŞ SAVAŞININ ÇOKÇA BİLİNMEYEN BİR YÖNÜ

 

 

          Hemen hemen hepimiz okullarda öğrenmişizdir Kurtuluş Savaşının ana çizgileriyle nasıl başlayıp geliştiğini, sonucu ise herkesçe  bilinen bir şey. Hatta bu görkemli tarih sayfamızı ve gerçekleştirenleri akıl ve düşünce boyutunun hacmiyle değerlendirip küçümsemeye çalışanlara da  çokça rastlarız. Bence tarihimizin bu önemli döneminin büyüklüğü ayrıntılarda gizlidir. En basit bir işi yaparken bile o işe bir bütçe ayırır ona göre davranır ve işi ona göre planlarız. Oysa böylesine büyük ve önemli bir işe girişirken Mustafa Kemal ve arkadaşları parayı nerden bulmuştur çoğumuzun aklına bile gelmez. Kurtuluş Savaşı sırasındaki mali gelişmeler incelenmiştir de öncesi döneme ait kapsamlı bir araştırma yoktur. Hatta özellikle bu işi küçümseyen bir grup paranın padişah Vahdettin tarafından temin edildiğini iddia ederek bu işte aslan payını nerdeyse O’na çıkarmaktadır.

          Ben bir tarihçi olmadığıma göre çokça ayrıntıya girmeden ana hatlarıyla konunun özünden bahsederek meraklılarının dikkatini çekmek yeterlidir diye düşünüyorum. Yaklaşan Cumhuriyet Bayramımızda konunun meraklıları nasıl olsa bahsettiğim ana hatlardan yola çıkarak gereken araştırmayı yapacaklardır.

          Mustafa Kemal savaştan önce bütün yolları denediği için kişisel birikimlerini siyasal ortamı etkilemek için yararlandığı dönemin yayınlarından “Minber” gazetesinde harcamıştır. Ulusal Kurtuluş Savaşı için görevi gereği kendisine tahsis edilecek müfettişlik ödeneğini ve maaşını kullanacağını düşünmektedir ama bunun yeterli olmayacağı kesindir. Fakat yurtsever insanların yardımıyla zorlukların üstesinden gelinmeye çalışılacaktır ki daha sonradan Ulusun malı, mülkü, eti ve kemiğiyle bu işe katılması zaten bilinen şey.

          Peki ilk başta elini taşın altına koyan adını bile çoğumuzun bilmediği bu büyük insanlar ve gruplar kimlerdir; ilk başta Karakol cemiyeti üyelerinden Topçuoğlu Nazmi Beydir ve kendi kesesinden beş bin lira vererek ilk adımı atmıştır, daha sonra Erzurum Müdafaa-yi Hukuk heyeti bin lira vermiş fakat bunlarda yeterli olmayınca Sivas’ta kahraman bir emekli subayımızın kefaletiyle Osmanlı Bankasından bin lira borç alınmıştır. Ankara’ya gelindiğinde ise daha sonra Diyanet İşleri başkanlığı yapacak olan Ankara müftüsü Rıfat (Börekçi) Efendinin bazı tüccardan topladığı altı bin lira imdada yetişmiştir. Ondan sonraki en  büyük yardımcı ise herkesin bildiği üzere Ulusun kendisidir yani dedelerimiz ve ninelerimizdir.

          Bütün emeği geçenleri saygı ve minnetle anıyor hepimizin yaklaşan Cumhuriyet Bayramını Kutluyorum.

                                                                             Galip COŞKUN

Kaynakça:

1-       Kurtuluş Savaşının Mali Kaynakları- Alptekin MÜDERRİSOĞLU

2-       Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber-M.Müfit KANSU

3-       Hatıraları ve Söyleyemedikleri ile Rauf Orbay- Feridun KANDEMİR

         

Galip Coşkun
Okunma Sayısı: 2181

Yorum Ekle

YAZARIN DİĞER YAZILARI